TTB aşırı sıcaklar konusunda kamuoyunu uyardı
Türk Tabipler Birliği konuyla ilgili bir bildiri yayınladı.
- Okunma sayısı : 387
- 14.Tem.2025
- Okuma Süresi 5 Dk.
- Twitter'da Paylaş
Ankara (Dentalhaber) Türk Tabipler Birliği (TTB) aşırı sıcaklar konusunda kamuoyunu uyardı. TTB aşırı meteorolojik koşulların sağlımızı doğrudan ve dolaylı etkilediğe dikkat çeken bir açıklama yayınladı. "Aşırı Sıcaklar ve Sıcak Hava Dalgaları Sağlımızı Etkiliyor" başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Son günlerde ülkemizin hemen her bölgesinde artan sıcaklıkların yanı sıra sıcak hava dalgaları ile karşı karşıyayız. İklim krizinin neden olduğu aşırı hava olayları kapsamında karşılaştığımız bu meteorolojik koşullar sağlığımızı doğrudan ve dolaylı yollardan etkilemektedir.
Sıcak hava dalgası nedir?
Sıcak hava dalgası; aşırı sıcaklardan farklı bir hava olayı olup, Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından “Günlük maksimum sıcaklığın, ortalama maksimum sıcaklığın 5 °C veya daha fazla astığı, ardışık beş veya daha fazla gün” olarak tanımlanmıştır. Küresel ısınma ile ülkemizde ve dünyada sıcak hava dalgalarının sıklığının, süresinin ve şiddetinin artacağı öngörülmektedir. Türkiye gibi Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkeler için bu risk, iklim değişikliği ve artan kentleşme ile daha da büyümektedir.
Aşırı sıcağın sağlığa etkileri nelerdir?
Aşırı sıcağa maruz kalmak, sağlığımız üzerinde sıcak çarpmasından ölüme varan şiddette çok çeşitli etkilere sahiptir. Aşırı sıcakların ve sıcak dalgalarının sağlık etkileri doğrudan ve dolaylı etkiler olarak incelenebilir.
Doğrudan sağlık etkileri arasında; sıcak çarpması, ısı krampları, ısı yorgunluğu, ısıya bağlı baygınlık, ısıya bağlı ciltte döküntüler gibi sıcaklıkla ilişkili hastalıkların yanı sıra; kalp-dolaşım sistemi, böbrek, sinir sistemi, solunum sistemi hastalıkları, uyku ve ruh sağlığı üzerine etkiler bulunmaktadır. Ayrıca özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişilerde ölümlere yol açmaktadır. Örneğin 2003 yılında Güney Avrupa’daki sıcak hava dalgaları, yalnızca Fransa’da yaklaşık 15.

000, Avrupa genelinde ise 70.000’i aşan ölüme neden olmuştur.
Sıcak hava dalgasının dolaylı etkileri arasında, var olan zihinsel ve fiziksel rahatsızlıkların şiddetlenmesi, sağlık hizmetlerine özellikle acillere olan talebin artması, iş kazalarına yol açması sayılabilir. Sıcak dalgaları herkesi etkileyebilmekle birlikte, bazı insanlar diğerlerinden daha savunmasızdır. Kronik hastalığa sahip olanlar, küçük çocuklar, 65 yaş ve üstü insanlar, engelli kişiler, yoksulluk veya sosyal izolasyon içinde yaşayanlar, dışarıda uzun saatler boyunca çalışanlar ve evsizler, bir toplumda yaşayan diğer insanlardan çok daha yüksek ısıya bağlı sağlık sorunları riskine sahiptir.
Aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgasının sağlık etkilerinden korunmak için neler yapabiliriz?
Sıcak hava dalgalarından sağlığın korunması için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde alınması gereken önlemler bulunmaktadır.
Bireysel Düzeyde Alınması Gereken Önlemler:
1. Sıcaktan uzak durun.
* Günün en sıcak saatlerinde (özellikle saat 11-15 arası) dışarı çıkmaktan ve yorucu aktiviteler yapmaktan kaçının.
* Dışarıya çıkmak zorunda olduğunuzda gölgede kalın, park halindeki araçlarda çocukları veya hayvanları bırakmayın, gerekirse ve mümkünse günün 2-3 saatini serin bir yerde geçirin.
* Güneş gözlüğü, geniş kenarlıklı şapka kullanın.
* Güneşin zararlı etkilerinden koruyucu ürünler kullanın.
2. Vücudunuzu serin tutun ve bol sıvı tüketin.
* Hafif ve bol giysiler giyin.
* Soğuk/ılık dış veya banyo yapın.
* Şekerli, alkollü veya kafeinli içeceklerden kaçınarak düzenli olarak bol su için.
* Sıcak ve ağır yemeklerden kaçının.
3. Evinizi serin tutun.
* Gün içinde ofis veya evin içindeki ısı yükünü panjur veya kepenk kullanarak ve mümkün olduğunca çok sayıda elektrikli cihazı kapatarak azaltın.
* Kızartma gibi ev içi ısısını artıran yiyecekleri hazırlamaktan kaçının.
* Mümkünse klima/vantilatör ile veya doğal havalandırma yoluyla ev/ofis içi ısıyı düşürmeye çalışın.
4. Savunmasız ve kırılgan kişilerle ilgilenin.
* Kendinizle ilgilenirken, zamanlarının çoğunu yalnız geçiren aile, arkadaş ve komşularınızı kontrol etmeyi unutmayın.
* Kırılgan gruplarda olan insanlar sıcak günlerde yardıma ihtiyaç duyabilirler. Bu yüzden tanıdığınız biri risk altındaysa, tavsiye ve destek almalarına yardımcı olun.
Toplumsal ve Kurumsal Düzeyde Alınması Gereken Önlemler:
Öncelikle sıcak hava dalgalarının bir “meteorolojik olay” olarak değil, bir “sağlık sorunu” olarak ele alması ve buna göre toplum tabanlı, eşitlikçi ve hak temelli bir müdahale sistemi kurulması gereklidir.
1. Sorumlu bir yapı kurulması.
* Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) belgelerine sıcak hava dalgalarına karşı alınacak önlemlere ilişkin bir başlık eklenmelidir.
* Bakanlık, il, ilçe ve mahalle gibi tüm düzeylerde ilgili kurumların görev ve sorumlulukları net bir şekilde belirlenmeli, “Kim ne zaman, ne yapacak?” sorularının yanıtlandığı ayrıntılı yönergeler yazılmalıdır.
2. Sıcaklık eşiğine dayalı uyarı sistemlerinin sağlık sistemine entegre edilmesi.
* Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün sıcaklık verileri, halk sağlığı uyarı eşikleriyle (örneğin üç gün üst üste 35°C üstü sıcaklıklarda uyarma gibi) birlikte tanımlanmalıdır.
* Bu eşikler üzerinden SMS, mobil uygulama ve medya aracılığıyla halkın anlık olarak bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
3. DSÖ çerçevesine uyumlu kurumsal eşgüdüm ağı kurulması.
* Sağlık Bakanlığı liderliğinde ve ilgili diğer bakanlıkların (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği; İçişleri; Çalışma ve Sosyal Güvenlik) katılımıyla kurumsal bir eşgüdüm işleyişi oluşturulmalıdır.
4. Kırılgan nüfusun tanımlanması ve izlenmesi.
* Yalnız yaşayan yaşlılar, kronik hastalığı olan bireyler, evsizler ve engelliler gibi kırılgan gruplar sistematik olarak belirlenmeli ve takip edilmelidir.
* Yerel yönetimler, aile sağlığı merkezleri ve sosyal hizmet birimleri, bu tarama ve takip sürecinde aktif rol almalıdır.
* Kırılgan gruplar belirlenerek doğrudan evlerinde ziyaret edilmeli ve gerekli destekler sağlanmalıdır.
5. Açık havada çalışanlara yönelik düzenlemelerin geliştirilmesi.
* Mevsimlik tarım işçileri, park-bahçe personeli, temizlik işçileri, inşaat işçileri ve kuryeler gibi açık alanda çalışanlar için sıcak hava dalgalarında özel koruma önlemleri alınmalı ve çalışma saatleri yeniden düzenlenmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı öncülüğünde, sıcaklık eşiklerine dayalı bir “çalışma saatleri esnekleştirme ve mola zorunluluğu” sistemi geliştirilmelidir.
6. Kamusal serinleme alanlarının oluşturulması ve kent planlamasının uyumlaştırılması.
* Büyük kentlerde halkın sığınabileceği “klimalı serinleme alanları” (kütüphaneler, kültür merkezleri, camiler, sosyal tesisler vb.) belediyeler tarafından düzenlenmeli ve duyurulmalıdır.
* Kentsel ısı adası etkisini azaltmaya yönelik daha fazla yeşil ve mavi alan oluşturulması, gölgelik alanların artırılması ve su kaynaklarının etkin kullanımı gibi “pasif soğutma stratejileri” uygulanmalıdır.
* Özellikle şehir peyzajında az su isteyen, iklime dayanıklı endemik bitki türlerinin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Kentsel ısı adası etkisi, şehirlerdeki sıcaklıkları kırsal alanlara kıyasla daha yüksek hale getirir ve özellikle gece can kaybı riskini artırır.
7. Sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi ve eğitimleri.
* Aile hekimleri, acil servislerde görevli hekimler ve diğer sağlık çalışanları sıcak dalgaları ve etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. İl sağlık müdürlükleri, halk sağlığı başkanlıkları, ısı dalgalarının sağlık etkilerini önlemeye yönelik programlar geliştirmeli ve uygulamalıdır.
8. Genel mesajlaşma, medya ve iletişim stratejileri.
* Sıcak dalgalarının sağlık etkileri ile ilgili toplumun düzenli olarak bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
9. Sıcaklığa bağlı ölüm ve morbidite verilerinin sistematik takibi.
* Türkiye'deki bu büyük eksiklik giderilmeli, ICD-10 tanı kodları gözden geçirilerek sıcak çarpması, sıvı kaybı, kardiyovasküler tetiklenme gibi durumların sıcaklıkla ilişkisi kurulmalıdır. Veri eksikliği, politikaların geliştirilmesini engellediğinden, ölçülemeyen bir sorunun yönetilemeyeceği unutulmamalıdır.
10. Sağlık sistemine karbon salımını azaltacak müdahalelerin entegre edilmesi.
* DSÖ'nün 2023 yılında önerdiği “düşük karbonlu ve iklime dirençli sağlık sistemleri” çerçevesine uyum sağlamak amacıyla, hastane binalarında enerji verimliliği artırılmalı, sağlık hizmetlerinde yenilenebilir enerji kullanımı desteklenmeli ve ilaç ile malzeme tedarik zincirinde karbon ayak izi ölçüm mekanizmaları oluşturulmalıdır. Sağlık sistemleri, yoğun enerji gereksinimleri nedeniyle küresel emisyonların yaklaşık %5'inden sorumludur. DSÖ, sağlık sistemlerinin birinci basamak, temel sağlık hizmetlerine doğru radikal bir şekilde yeniden yönlendirilmesini önermektedir çünkü ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri daha fazla karbon emisyonuna neden olmaktadır.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi"
Habere 0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap

Yaklaşık 4 Milyon Kişi Danışmanlık Hizmetine Yönlendirildi

Türk Tabipler Birliği konuyla ilgili bir bildiri yayınladı.

127 öğrenci mezun oldu